Doç.Dr. Serap GÖNCÜ
Memeli hayvanlardan elde edilen süt, bileşimi türden türe farklılık gösteren ve yavrunun ihtiyaç duyduğu bütün besin unsurlarını içeren yegane gıda maddesidir. Birçok yiyecek ve içecek canlının ihtiyaçlarının belli bir kısmını karşılayabildikleri ve belirli devrelerde tüketilebildikleri halde süt, canlının bütün ihtiyaçlarını tek başına karşılayabilen, onu geliştiren, verimli kılan ve uzun süre yaşatan sindirimi kolay bir gıda maddesidir. İnsanın tüm yaşamında önemli yeri olan süt, yeterli ve dengeli beslenme için gerekli olan hayvansal kaynaklı protein, yağ, laktoz ile vitamin ve mineral maddeleri tam ve yeterli oranda içerir. Süt beslenme değerinin yüksekliği yanında, vücut fonksiyonlarını düzenleyen, gelişmesini sağlayan, kemik ve diş oluşumun da önemli yeri olan temel bir gıda maddesidir. Türkiye’de 144 kg olan süt eşdegeri süt ve ürünleri tüketim miktarı, AB ülkeler (324 kg/yıl) ile ABD ortalamalarına (265 kg/yıl) göre oldukça düşüktür (Karkacıer, 2000). Buna göre Türkiye’nin süt ve ürünleri tüketiminin gelişmiş ülkelerin gerisinde olduğu görülmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki 1996 yılı verilerine göre, Türkiye süt ve ürünleri tüketim miktarı dünya ortalamasından (77 kg/yıl) iki kat yüksektir. Bu rakam gelişmekte olanlarda ise 44 kg/yıldır (Karkacıer, 2000). Yetersiz üretim, tüketimin düşük düzeyde kalmasında temel nedenlerden biridir. Sayısal açıdan hayvan populasyonu fazla olmasına rağmen ırkların daha çok yerli olması düşük verimi de beraberinde getirmektedir. Sığır basına bir laktasyon döneminde süt verimi Türkiye’de ortalama 1500 kg iken bu miktar gelişmiş ülkelerde 5000-6000 kg arasında değişmektedir. 1996 yılı rakamlarına göre, Türkiye’ de hayvan popülasyonunun yerli ırklardan oluşma oranı sığır için % 44, koyun için % 97’dir. Buna bölgeler arası coğrafya farklarından kaynaklanan farklılıkların da eklenmesi, sorunun çözümünün bölgeler bazında aranması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Avrupa Birliği mevcut gıda ürünleri yasaları, katkı maddeleri, gıda çeşnileri, işleme yardımları, bulaşanlar, pestisit kalıntıları, veteriner ilaçları kalıntıları, gıda ürünleri ile temas eden maddeler, etiketleme, besin içeriği ile ilgili etiketleme, gıda ürünlerinin kurumsal kontrolü ve gıda ürünlerinde hijyen gibi çok çeşitli konularda düzenlemeler içermektedir. Gıda kanunlarının genel prensiplerinin vurgulandığı Yeşil Kitap, AB’nin gıda kanunlarının dayandırıldığı prensipleri tanımlamaktadır (Alpay, 2001). Türkiye genelinde olduğu gibi Çukurova bölgesinde de süt üretimi ve süt ürünleri sanayii ham madde temininden pazarlamaya kadar pek çok soruna çözüm bekleyen bir yapıya sahiptir. Özellikle süt sektöründe işleme ve pazarlama açısından önemli sorunlar mevcut olup, küçük aile işletmelerinden Avrupa standartlarında modern işletmelere kadar değişen ölçek ve niteliklere sahip üretim birimleri bir arada faaliyet göstermektedir. Üretilen sütün %40’ı herhangi bir işleme tabi tutulmadan çiğ süt olarak tüketiciye ulaşırken, %50’si mandıralarda, %10’u ise fabrikalarda değerlendirilmektedir (Gönç ve ark., 1993). Kırsal alanlara doğru gidildikçe pazar için üretim yapan işletmeler yerine Türkiye için karakteristik olan küçük, kendine yeterli olmaya çalışan işletmeler hâkim duruma geçmektedirler. Bu işletmeler ülke hayvancılığında yaklaşık %72’lik bir pay ile önemli bir yere sahip olup, bugün işletmelerin süt üretimlerinin kontrollü ve kaliteli üretime doğru iyileştirilmesi için yoğun gayretler söz konusudur (Güneş ve ark, 2002). Ancak bu konuda istenilen düzeyde sonuç alındığı veya yakın gelecekte alınabileceği ihtimalinden söz etmek mümkün görülememektedir. Süt işleme tesislerinde de üretime benzer bir durum görülmektedir. Süt işleme tesisleri 3850 civarında yıllık kapasiteleri 1000 ton ve üzeri olanların sayısı 1300 kadar olup toplam kapasiteleri 6.153.775 ton’dur.
Süt sanayiinde ürün cinslerine göre değişmekle birlikte fiilen kullanılan üretim kapasitesinin 1996 yılında % 14.9 ile %60.4 arasında değişmekte olduğunu görmekteyiz (Benli, 2007)
Toplum sağlığı açısından güvenli gıda tüketimi anlayışı içerinde tüketilen sütün kalitesine direkt etkili olan unsurların bir bütün olarak ele alınması gerekmektedir. İşletmelerin belirli bir süreç içinde ıslah edilerek modern hale getirilmesi tüketici sağlığı ve gıda güvenliği açısından önem taşımaktadır. Ancak mevcut üretim koşullarının iyileştirilmesi öncelikle üretim koşullarının bugünkü durumu ve problemlerinin çok iyi irdelenmesi ile mümkün olabilecektir. Çukurova bölgesi yaz aylarında yaşanan yüksek sıcaklık ve nem nedeniyle yetiştiricilik sistemleri, süt üretimi, korunması ve taşınmasında yaşanan problemler ile diğer bölgelere göre farklı bir yapı arz etmektedir. Bu çalışma, Çukurova Bölgesi süt üretim potansiyeli, piyasada satılan sütlerde kalite konulu çalışmalarda elde edilen sonuçlar ile süt sığırcılığı işletme koşullarında kaliteli süt üretimi ve etkili faktörlerin özetlenmesi ve bunların çözümüne yönelik öneriler geliştirilmesi amacıyla hazırlanmıştır.
Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliği
Çukurova Bölgesi sığır yetiştiriciliğinin yapısı daha önce yapılan birçok çalışma ile ortaya konulmuştur (Kumlu ve ark, 1989; Özkütük ve ark,1986; Yeniçeri ve ark, 1986; Yurdakul ve ark., 1991; Şahin ve Yurdakul, 1995; Özkütük ve Göncü, 1997). Ancak yine de yapılan son çalışmanın tarihinin 1997 yılı olduğu göz önüne alınacak olursa Çukurova Bölgesi sığır yetiştiriciliğinde değişimin göstergesi olabilecek rakamların burada özet olarak verilmesinin faydalı olacağı düşünülmüştür. Çukurova bölgesi olarak ova illerinden Adana, Hatay, Mersin ve Osmaniye benzer yapıya sahip olmaları nedeniyle bu çalışma kapsamında değerlendirilmiştir. Adana’nın özellike Yüreğir ovası bu grubun karakteristik özelliklerini taşımaktadır. 2004 yılı verilerine göre (Çukurova Bölgesi toplam tarım alanı 1435063 ha olup, yem bitkileri ekim alanını %0.51 ile 1.04 arasında değişim gösterirken ortalama olarak %0.67 oranında kaldığı anlaşılmaktadır (Çizelge 1) (Anonim, 2006a). Çukurova Bölgesinde nadasa bırakılan alanların oranının ise %0.10 ile 9.93 arasında değişim gösterdiği ve ortalama olarak %2.96 düzeyinde yer almaktadır. Çukurova bölgesinde faaliyet gösteren karma yem fabrikası sayısı ise 20 olup kapasiteleri 256 ton/saat’tir. Ancak fabrikalardan 5’i faal durumda değildir (Anonim,2001; Anonim, 2006b).
Türkiye’de 2002 yılı itibariyle karma yem fabrikası sayısı 575 olup toplam kapasiteleri 13.714 bin ton/yıl olup kapasite kullanım oranı %49 olarak bildirilmektedir (Karahocagil ve Ege , 2004). Bu fabrikaların 110 tanesinin aktif durumda olmadığı eklenen diğer bir sonucu oluşturmaktadır. Hayvancılığa en önemli girdi temini konumunda olan yem fabrikalarının çok farklı özelliklere sahip oldukları bilinmektedir. Yem fabrikalarının hammadde temininden teknoloji kullanımına kadar çok farklı sorunları olmakla beraber üretim maliyetlerinin yüksek olması temel problemler olarak bildirilmektedir. Özellikle hammaddede dışa bağımlılıktan dolayı maliyetlerin dünya fiyatlarının üzerinde olması sektörün gelişmesinin önündeki en önemli engel olarak öne sürülmektedir (Karahocagil ve Ege , 2004).
Şahin ve Yurdakul (1995) Adana ili Seyhan ve Yüreğir ilçelerin de süt sığırcılığı yapılan işletmelerde kaynak kullanımı ve verimlilik konulu çalışmalarında işletmelerin %58.1’nin bitkisel ve %41.9’unun ise süt sığırcılığı ağırlıklı faaliyette bulundukları, işletmelerin gelirlerinin %50’sinin süt satışı ile elde edildiği ve giderlerin %49.9 yem ve %35.8’nin ise işçilik giderlerinin oluşturduğunu bildirmektedirler. Yem bitkileri ekim alanlarını az ve %3.4 düzeyinde kaldığı aktarılan bir diğer sonucu oluşturmaktadır. Türkiye’de yem bitkileri tarımını geliştirme çalışmaları 1952 yılında Tarım Bakanlığı bünyesinde Çayır-Mera ve Yem Bitkileri Şubesinin kurulması ile hızlanmıştır. Bu yıldan başlayarak yeni yem bitkilerinin adaptasyon çalışmaları yapılırken, diğer taraftan çiftçilere bedelsiz yem bitkisi tohumları dağıtılarak üretim teşvik edilmiştir. Bu projede 1952-1975 yılları arasında 2028 ton yonca, 3650 ton korunga, 8700 ton fiğ tohumu çiftçilere dağıtılmıştır. Aynı süre içerisinde Bakanlık tarafından çiftçilere 68 bin ha yonca, 37 bin ha korunga, 82 bin ha fiğ ekimi yapılmıştır (Açıkgöz ve ark., 2007). Yem bitkileri ekimini destekleme çalışmaları halen devam etmekte olup yem bitkileri ekim alanında artış olması beklenmektedir. Ancak bu artışın Türkiye ihtiyaçları karşılamanın çok gerisinde olacağı tahmin edilmektedir (Açıkgöz ve ark., 2007).Çukurova Bölgesi yem bitkileri ekim alanları oranlarına bakıldığında bu değerin ortalama %0.67 olduğu anlaşılmaktadır (Çizelge 1).
Çizelge 1. Çukurova bölgesi alan kullanım özellikleri (ha) (Anonim, 2006b)
İller | Toplam tarım alanı | Ekili tarlaalanı | Nadas | Nadas alanları oranı (%) | Yem bitkileri | Yem bitkileri ekimAlanları Oranı (%) | Karma yem fabrikaları ve kapasite ton/saat | |
Adana | 595861 | 516403 | 10250 | 1,72 | 4918 | 0,83 | 14 | 186 |
Mersin | 396474 | 248204 | 39377 | 9,93 | 2024 | 0,51 | 2 | 25 |
Hatay | 286444 | 182841 | 300 | 0,10 | 872 | 0,30 | 2 | 20 |
Osmaniye | 156284 | 145173 | 120 | 0,08 | 1619 | 1,04 | 2 | 25 |
Toplam | 1435063 | 1092621 | 50047 | 2,96 | 9433 | 0,67 | 20 | 256 |
Bölgede toplam nüfus bakımından en kalabalık il 1849478 kişi ile Adana , en düşük il ise 458782 kişi ile Osmaniye’dir. Çukurova Bölgesi illeri 2000 nüfus sayım sonuçları Çizelge 2’de verilmiştir. Burada yer alan bilgilerden Çukurova bölge nüfusunun 5213386 olduğu ve bunu %62,62’nin şehirlerde yaşadığı anlaşılmaktadır (Anonim, 2006).
Çizelge 2. Çukurova Bölgesinde Nüfus Dağılımı (Anonim, 2006b)
İller | Toplam nüfus | Şehir nüfusu | Köy nüfusu | Şehir nüfusu/ toplam nüfus (%) |
Adana | 1849478 | 1397853 | 451625 | 75,58 |
Mersin | 1651400 | 999220 | 652180 | 60,51 |
Hatay | 1253726 | 581341 | 672385 | 46,37 |
Osmaniye | 458782 | 311994 | 146788 | 68 |
Çukurova | 5213386 | 3290408 | 1922978 | 62,62 |
Çizelge 3. Çukurova Bölgesinde Tür ve Yaş Gruplarına Göre Hayvan Populasyonu(Anonim, 2006b)
İller | Buzağı (erkek) | Buzağı (dişi) | Tosun (1-2 yaş) | Düve (1-2 yaş) | İnek (2 +) | Boğa (2 +) | Sığır toplam | Manda | Koyun | Keçi |
Adana | 11890 | 19862 | 11618 | 25942 | 68863 | 4791 | 142966 | 189 | 202883 | 226887 |
Mersin | 9456 | 10079 | 6115 | 13647 | 42361 | 2125 | 83783 | 30 | 217161 | 410920 |
Hatay | 8785 | 8920 | 9220 | 9480 | 38580 | 1384 | 76369 | 337 | 73505 | 62649 |
Osmaniye | 7261 | 9420 | 3323 | 10491 | 37661 | 1127 | 69283 | 54 | 77420 | 48040 |
Çukurova | 37392 | 48281 | 30276 | 59560 | 187465 | 9427 | 372401 | 610 | 37392 | 48281 |
Türkiye genelinde sığır sayısında azalma olduğu bilinmektedir. Adana ili sığır popülasyonundaki değişim bu açıdan incelendiğinde (Çizelge 4) 1996 yılında Adana ili toplam sığır varlığının 255798 baş olduğu ancak 2004 yılında bu değerin 142966 başa indiği anlaşılmaktadır. Ancak, kültür ve melez sığırların toplam populasyondaki oranının son 8 yıl içinde saf kültür ırkı ve melezleri lehine bir artış gösterdiği yine bu çizelgenin yorumlaması ile ortaya çıkan bir diğer gerçektir. Bu süreçte, toplam sığır mevcudunda önemli bir artış olmaması yerli ırkların yerini saf Siyah Alaca ve bunların yerli ırklarla olan melezlerine terk ettiği anlaşılmaktadır. Bu durum yerli ırkların toplam populâsyondaki oranının %16.26 ya düşmesi ile de desteklenmektedir.
Çizelge 4. Adana Sığır Populasyonu ve Irklara Göre Dağılım(Anonim, 2004)
2002 | 2003 | 2004 | ||||||||||
İlçeler | Kültür | Melez | Yerli | Toplam | Kültür | Melez | Yerli | Toplam | Kültür | Melez | Yerli | Toplam |
Aladağ | 800 | 2955 | 4099 | 7854 | 800 | 2855 | 3564 | 7219 | 800 | 2286 | 3544 | 6630 |
Ceyhan | 410 | 16352 | 600 | 17362 | 444 | 16325 | 610 | 17379 | 533 | 16265 | 592 | 17390 |
Feke | 900 | 2500 | 5790 | 9190 | 1000 | 2700 | 5500 | 9200 | 1240 | 3020 | 4600 | 8860 |
İmamoğlu | 281 | 5719 | 6000 | 350 | 5500 | 5850 | 380 | 5700 | 6080 | |||
Karaisali | 420 | 6455 | 2060 | 8935 | 550 | 6340 | 2095 | 8985 | 1088 | 6090 | 2086 | 9264 |
Karataş | 7022 | 7022 | 7022 | 7022 | 7022 | 7022 | ||||||
Kozan | 4055 | 20800 | 3200 | 28055 | 4410 | 19200 | 3100 | 26710 | 4810 | 19600 | 2260 | 26670 |
Pozantı | 85 | 240 | 1110 | 1435 | 80 | 230 | 1025 | 1335 | 83 | 210 | 1020 | 1313 |
Saimbeyli | 985 | 5100 | 6085 | 1005 | 5290 | 6295 | 1055 | 5380 | 6435 | |||
Tufanbeyli | 2250 | 4000 | 3050 | 9300 | 2230 | 3930 | 3000 | 9160 | 2240 | 4030 | 3160 | 9430 |
Yumurtalik | 3000 | 650 | 3650 | 2989 | 641 | 3630 | 255 | 3365 | 212 | 3832 | ||
Yüreğir | 1150 | 30600 | 250 | 32000 | 1150 | 30600 | 250 | 32000 | 1140 | 30350 | 260 | 31750 |
Seyhan | 3195 | 3800 | 280 | 7275 | 3270 | 3920 | 280 | 7470 | 2010 | 6150 | 130 | 8290 |
Adana | 13546 | 104428 | 26189 | 144163 | 14284 | 102616 | 25355 | 142255 | 14579 | 105143 | 23244 | 142966 |
Adana’da Tarım İl Müdürlüğü kayıtlarına göre, çeşitli kapasitelerde süt işleyen tesis sayısı 2004 yılı itibariyle 22 adet olup bunlardan başlıca 11 süt işleme tesisinin toplam kapasitesi 65500 tondur (Anonim, 2004). Adana ilinde inek sütü, Mersin’de keçi ve koyun sütü üretiminin ön planda yer aldığı anlaşılmaktadır (Çizelge 5). Çukuorva bölgesi toplam süt üretiminde %96.79 ile sığır türü ön plana çıkmaktadır. Toplam süt üretiminin %14.70’i populasyondaki oranları %2.31 düzeyinde olan kültür ırkı ineklerden %77.44’si ise populasyondaki oranları %18.28 olan melez ineklerden elde edilmektedir. Yerli ırk ineklerin toplam populasyondaki oranı %2.92 olup, toplam süt üretimine katkısı ise %4.65 düzeyindedir (Çizelge 6). 1994 yılı durumu ile karşılaştırıldığında (Özkütük ve Göncü, 1997) melez gruptan elde edilen süt miktarının toplam süt üretimine katkısının artış gösterirken yerli ırkların katkısının gerileme gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu durumun genel beklentiler içerisinde değişim gösterdiğini ileri sürmek yanıltıcı olmayacaktır.
Çizelge 5. Çukurova Bölgesi Hayvansal Ürünler Üretim Değerleri (Anonim, 2006c)
İller | Beyaz et (ton) | Kırmızı et (ton)* | Yumurta sayısı (1000) | İnek sütü (ton) | Manda sütü (ton) | Koyun sütü (ton) | Keçi sütü (ton) | Deri (adet) |
Adana | 7598 | 2131 | 61052 | 150484 | 65 | 7608 | 10271 | 64434 |
Mersin | 17189 | 5243 | 62812 | 105929 | 16 | 8053 | 20845 | 154012 |
Hatay | 2304 | 5585 | 63544 | 86800 | 171 | 2234 | 2261 | 87759 |
Osmaniye | – | 1147 | 26059 | 87333 | 20 | 2401 | 1076 | 38955 |
Çukurova | 28079 | 29883 | 341810 | 676929 | 289 | 41312 | 66423 | 669744 |
Çizelge 6.Adana’da Türlere Göre Süt Üretimi(ton) ve Sağmal Sayıları (Anonim, 2004)
Sağmal sayısı | Oran (%) | Süt üretimi | Oran (%) | |
Kültür ırkı inek | 5355 | 2,31 | 19278 | 14,70 |
Melez inek | 42312 | 18,28 | 101549 | 77,44 |
Yerli inek | 6771 | 2,92 | 6094 | 4,65 |
Bu değerlerden Adana ilinde kişi başına yılda 70.9 kg süt üretildiği anlaşılmaktadır. Üretim ile tüketim arsındaki açığın dış kaynaklardan karşılandığı düşünülse de aradaki fark insan beslenmesi açısından önemli noktalara işaret etmektedir.