Süt sığırı işletmelerinde buzağılar işletmenin geleceğidir. Doğumda sağlıklı buzağılara sahip olmak ve bunların sağlıklı bir şekilde sütten kesilmelerinin sağlanması süt sığırı işletmeleri için çok önemlidir. Süt sığırı işletmeleri için sorun sıralamasında en önde gelenlerden birisi buzağı ishalleri ve buzağı kayıplarıdır. Geleceğin damızlık materyali demek olan  buzağıların büyütülmesinnde çok dikkatli olunmalıdır. Yetersiz bakım ve besleme koşullarında buzağı kayıpları %10-15’lere kadar çıkabilmektedir.  

 Buzağı kayıplarının azaltılması için,

  1. Sağlıklı bir doğum gerçekleştirilmesi ve buzağının doğumda zarar görmemesi,
  2. Doğum sonrası buzağıların ağızı ve burun mukoza sıvılarının temizlenerek nefes alıp aldırılması ,
  3. Buzağı doğum sırasında sıvı yutmuş ise bu sıvının boşaltılması için buzağıya yumuşak ve dairesel hafif basınç uygulayarak masaj ile yardım edilmesi,
  4. Göbek kordonunun dezenfekte dilerek, bağlanması, fazlalığın kesilmesi ve tekrar dezenfeksiyon yapılarak enfeksiyonların önlenmesi,
  5. Doğumdan 0.5-1 saat sonra en az 2 L kaliteli ağız sütünün buzağıya verilmesi ve günde 2 kez üç gün boyunca bu şekilde ağız sütününü elden içirilmeye devam edilmesi,
  6. Buzağının kuru temiz ve hijyenik bir ortama alınması sütten kesime kadar da havadar, temiz ve kuru bir ortamda barındırılması ve bu süre zarfında doğum ağırlığının %8-10’düzeyinde sütün günlük olarak verilmesi üzerinde durulması gereken temel konulardır. 

Yeni doğmuş buzağılarda rumen gelişmemiştir ve ana mide bölümü şırdan (abomasum)’dır. Buzağıların sağlıklı bir şekilde sütten kesilmesi, buzağıların yeteri miktar kaba ve kesif yemi tüketebilmeleri ve onlardan yararlanabilecek düzeyde işkembe (rumen)’lerinin gelişmesinin sağlanması ile mümkündür. Eğer buzağılar katı yem almazlar süt almaya devam ederlerse rumen gelişimi olmamaktadır. Zira buzağı süt içtiği zaman yemek borusu oluğu refleksi devreye girerek sütün doğrudan şırdana gitmesini sağlamaktadır. Bu refleks esasen çok kaliteli bir gıda olan sütün rumende fermente edilmesinden de onu koruyan ilginç bir mekanizmadır. Doğumda toplam mide kompleksinin %60’ı şırdandan, %20’si işkembeden oluşurken, 3-4 aylık yaşta toplam mide kompleksi hacminin %60-65’i rumenden ve sadece %20’si şırdandan oluşmaktadır.  Ergin hayvanlarda ise rumen kapasitesi %80’e çıkarken, şırdan kapasitesi %8-10’a düşmektedir.

 Buzağı büyütmede başarıda;
 

  1. Kuru dönem beslemesi (doğum öncesi beslenme),
  2. Doğum bölmesinin temizliği ve hijyeni,
  3. Kolostrum beslemesi,
  4. Sütten kesim öncesi besleme etkili olmaktadır.

Buzağı doğum ağırlığı kuru dönemdeki yetersiz beslemeden önemli düzeyde etkilenmektedir. Zira fötal ağırlık kazancının %65-70’i kuru dönemde gerçekleşmektedir. Yetersiz besleme fötal besin madde teminini ve fötal gelişimi düşürmektedir. Bunu doğrulayan en önemli bulgulardan birisi sıcak bölgelerde Sonbahar doğumlu buzağılarla İlkbahar doğumlu buzağıların doğum ağırlıkları arasındaki farktır. Yapılan çalışmalarda sonbahar doğumlu buzağılarda doğum ağılığının ilk bahar doğumlulardan 4-5 kg daha düşük olduğunu göstermektedir. Sonbahar doğumlularda kuru dönemin sıcak yaz aylarında geçmiş olması sıcaklık stresi etkisiyle kuru dönemde yeterli besin alınamamasıyla ilgilidir. Farklı mevsimlerde doğan dişi buzağıların laktasyon verimleri incelendiğinde de Sonbahar doğumluların verimlerinin düşük olduğu gösterilmiştir. Bu da kuru dönem beslemesinin önemini ortaya koyan önemli bir gerçekliktir. Ülkemiz koşullarında Siyah Alaca dişi buzağıların doğum ağırlığı 30-35 kg arasında, erkek buzağıların doğum ağırlıkları ise 35-40 kg arasında değişmektedir.

Steril bir ortamdan patojenlerle dolu bir ortama doğan yavrunun aktif bağışılık sistemine sahip olmaması doğum bölmesinin temiz tutulmasını zorunlu kılmaktadır. Buzağılar doğduklarında bağışıklık sistemleri gelişmemiştir ve fötal dönemde bağışıklık maddeleri yavruya aktarılamamaktadır. Anne hayatı boyunca maruz kaldığı hastalıklara karşı kendi vücudunde oluşturduğu bağışıklık maddelerini (immünoglobulin, antibodi) ilk sağılan süte geçirmektedir.

 Tablo 1. Ağız süt ve geçiş sütünün ve normal sütün kompozisyonu Süt kompozisyon değişimi
 

  Sağım Sayısı
İçerik 1 2 3 Süt
Kuru madde (%) 23.9 17.9 14.1 12.9
Protein (%) 14.0 8.4 5.1 3.1
IgG (mg/ml) 32.0 25.0 15.0 0.6
Yağ (%) 6.7 5.4 3.9 4.0
Laktoz (%) 2.7 3.9 4.4 5.0
Mineral (%) 1.1 1.0 0.8 0.7

 Buzağıla kendi immunoglobulinlerini ancak 10 günlük yaştan sonra üretmeye başlamaktadırlar. Buzağıların hayatlarının ilk 10 gününde hastalıklarla baş edebilmeleri anne sütündeki bağışıklık maddelerini almalarına bağlıdır. Bu nedenle buzağıların yeterli kalitede ve miktarda ağız sütünü hayatlarının ilk saatlerinde almış olmaları gerekir. Ağız sütündeki immunoglobulinler %80-85 IgG,%8-10 IgA ve %5-10 IgM dir. IgG makrofaj etkisiyle kan dolaşımına giren mikropları (sistemik enfeksiyon) yok etmektedir. IgA vücuttaki organların (ince bağırsak ve akciğer gibi.) çevresindeki zarlarına (epitellerine) mikrobiyel tutunmayı engelleyerek dolaşıma antijenlerin girmesini önler. IgA ise IgG gibi fonksiyon icra eder. Kolostrum aynı zamanda tripsinin etkisini engelleyen fakat kimotripsini etkilemeyen çok güçlü antitripsik faktörler içermektedir. Bu kolostrumdaki immünoglobulinlerin proteolitik enzimlerden etkilenmesini önlerken diğer proteinlerin sindirimi olumsuz etkilenmemektedir.

Süt sığırı işletmelerinde yetiştirme performansının değerlendirilmesinde esas alınması gereken hususlardan en önemlisi doğan buzağıdan ziyade sütten kesilen buzağı sayısıdır. Süt sığırcılığında ölüm oranının en yüksek olduğu dönem sütten kesim öncesidir. Dolayısıyla sütten kesime kadar buzağıların beslenmesi, barındırılması ve yönetiminde azami dikkat sarfedilmesi gerekmektedir.

 Buzağılar sindirim sisteminin gelişim aşamaları;

  1. Pre-ruminant (ruminant olmayan dönem) (0-3 hafta)
  2. Geçiş Dönemi (3-8 hafta)
  3. Ruminant Dönem (>8 hafta)

Buzağılarda sindirim sisteminin gelişimi değerlendirildiğinde sütten kesime kadar buzağıların tam ruminat olmadıkları bu nedenle besin madde gereksinmesinin karşılanmasında ve yemlenmesinde  bu husus dikkate alınmalıdır.

Sütten Kesim Öncesi Buzağıların Bakımı-Beslenmesi

                Yeni doğmuş buzağıların yaşamlarını sağlıklı bir şekilde devam ettirmesini sağlayacak miktarda katı yemleri (buzağı başlangıç yemi ve kaliteli kaba yem) tüketip sindirerek yaşamını devam edebilecek cüsse veya yaşa ulaştığı zaman ancak sütten kesilebilir. Dünyadaki uygulamalarda  süt sığırı işletmelerinde buzağıların sütten kesiminde buzağının yaşı, süt içirme süresi, içirilen süt miktarı, buzağının canlı ağırlığı ve buzağının tükettiği katı yem miktarı gibi faktörler dikkate alınmaktadır.  Ancak ağırlıklı uygulama süt içirme süresi (yaş) ile buzağının katı yem (buzağı başlangıç yemi) tüketim miktarının kullanımı yönündedir.  Buzağılarda yaşı dikkate alan uygulamalarda genel olarak 8 haftalık süre esas alınmakla birlikte, 4-6 haftayı esas alarak da sütten kesim  yapılabilmektedir. Erken sütten kesimde (4-6 hafta) buzağılara verilen başlangıç yemi kalitesi ve barındırma koşulları ile diğer hijyenik koşullara (yemlik, suluk, süt içirilen kapların) riayet konusunda daha dikkatli olunmalıdır.

  • Yeni doğan buzağı gelişmiş bir bağışıklık sistemine sahip değildir. Ağız sütündeki immunoglobulinleri alarak passif bağışıklık sistemini geliştirmesi gerekmektedir.
  • Ağız sütündeki immunoglobulinlerin buzağının bağırsaklarından emilimi doğumdan sonra geçen her saatte düşmektedir (Grafik 2). İlk 6 saate Ig emilimi %60-70’lerde iken, 12 saat sonra %50, 24 saat sonra %10’lara düşmektedir. Bu nedenle buzağı doğumu müteakiben yeterli miktar ağız sütü almalıdır.
Açıklama: http://www.muratgorgulu.com.tr/ckfinder/userfiles/images/immunoglobulin-emilim.gif
  • Ağız sütünde yaklaşık %6 immunoglobulin bulunmaktadır. Yeni doğan buzağıların doğumdan sonra ilk yarım saat içinde en az 100 g IgG almaları gerekir. Bu nedenle ilk yarım saatte buzağıya en az 2 L ağız sütü içirilmeli ve 6-12 saat sonra bu miktar yeniden buzağıya verilmelidir.
  •  Buzağıların annelerini emmeleri ile ağız sütünü almaları sağlanmaya çalışılırsa da buzağıların yarısından fazlası yeterli miktarda ağız sütü alamamaktadır. Bu nedenle ağız sütünün sağılarak kontyrolü bir şekilde buzağıya içirilmesi buzağının yeterli miktarda ağız sütü aldığından emin olunması ve sonrasında sorun yaşanmaması açısından avantaj sağlayacak bir uygulamadır.
  • Ağız sütünde bulunan immunoglobulin düzeyi ırklara göre değişmektedir. Siyah Alaca ineklerin ağız sütündeki immunoglobulin düzeyi Jersey ve Esmer sığırlara göre düşüktür.
  • İneğin yaşı arttıkça ağız sütündeki immunoglobulin düzeyi artmaktadır. Yaş ile maruz kalınan patojen çeşitliliğinin artması immunoglobulin çeşitliliğini ve miktarını artırmaktadır
  • Başka bölgelerden getirilen ve yeni bir işletmede doğuran düvelerin ve ineklerin yavrularına işletmede yetiştirilen ve doğuran ineklerin ağız sütlerinin verilmesi veya düvelerin buzağılarına yaşlı inek kolostrumunun verilmesi bağışıklık kazanma açısından avantaj sağlayabilir. Ayrıca karışık kolostrum kullanımıda önerilebilir.
  • Kanlı ve mastitisli ağız stüleri buzağıya verilmemelidir.
  • Steril olarak sağılmış ve 1 L torbalarda dondurulmuş ağız sütleri de 38ºC sıcaklıkta ılık su ile yavaş yavaş çözdürülerek kullanılabilir.
  • Buzağı ilk 3 gün mutlaka kaliteli ağız sütü ile beslenmelidir. Doğum ağırlığı 40 kg altında olan buzağılarda ağız sütü miktarının 3 kg olması yeterlidir. Doğum ağırlığı 40 kg üzerinde ise 4 kg ağız sütü verilmelidir.
  • 3-7. günlerde aynı miktar süt ve  7. günden sütten kesime ( 30-56 gün) kadar  çok cılız hayvanlar dışında günlük olarak 4 kg sütün iki öğünde verilmesi pratik olarak uygulanabilir. Bu uygullamalarda buzağılar sütten kesime kadar ağız sütü dahil 120-224 kg süt tüketmektedirler.
  • Süt içirme döneminde süt yerine, kaliteli süt ikame yemleri de kullanılabilmektedir. 150-200 g/L düzeyinde süt ikame yemi, aynı miktar süte eşdeğer olarak kullanılarak sağlıklı buzağı büyütülebilmektedir. 150-200 g/L düzeyinde süt ikame yemi kullanılan ve 8 haftalık bir sütten kesim programında buzağı başına yaklaşık 30-40 kg süt ikame yemine ihtiyaç duyulur.
  • Süt ikame yemi kalitesi kullanılan protein kaynağına göre değişir. Kaliteli süt ikame yemleri süt ürünlerine (süt tozu, peynir suyu tozuna ve ayran tozuna) dayalı olmalıdır. Bitkisel protein kaynaklarının kullanılması buzağı gelişimini olumsuz etkiler.
  • Süt proteinleri buzağı midesine ulaştığında şırdanda bulunan rennin (peynir mayası) ve pepsin  ve HCl asit sütü pıhtılaştırır. Pıhtılaşma sütün midede uzun süre kalmasını sağlayarak daha iyi sindirilmesini sağlarlar ve bağırsaklara geçerek fermente olmasını  ve ishale neden olmasını engeller.
  • Diğer protein kaynaklarının süt ikame yemlerinde kullanılması şırdanda süt ikame yemin pıhtılaşma kabiliyeti düşer.
  • Süt ikame yemlerinde en az %24 ham protein, %15 ham yağ içermelidir.
  • Süt yerine süt ikame yemi kullanımı ancak süte göre ekonomik olduğunda önerilmekte olup fiyat ve maliyet hesapları yapılarak kullanımı önerilir. Kaliteli süt ikame yemleri ile süttteki kadar performans elde edilebilir.
  • Sulandırılmış kolostrum,  mastitisli süt, asitleştirilmiş süt ile de sağlıklı bir şekilde buzağı büyütülebilmeketdir.  Elde fazla miktarda kolostrum var ise 1:1 veya 2:1  sulandırmak sutrtiyel süt yerine kullanılabilir. Mastitisli süt kullanılacak ise buzağıların ayrı barındırılması gerekir. Asitleştirilmiş sütlerde asitlendirme için organik asitler kullanılmaktadır. Organik asitler güçlü antimikrobiyel, antifulgal maddelerdir. Ayrıca asit lezzetteki süt buzağı tarafından yavaş yavaş tüketilir ve süt ve sindirim sistemi de asitleştirildiğinden ve patojenler de asitleşmiş sindirim sisteminde çalışamadığından ishal vakaları azalır. İshal vakalarının sık görüldüğü işletmelerde asitleştirilmiş süt kullanılması önerilebilir. Kullanılabilecek organik asitler formik, asetik ve propiyonik asittir. Organik asitler 1-3 mL/L düzeyinde veya süt pH düzeyi 4-4.5 yapılarak kullanılabilmektedir..
  • Bazı yetiştirme programlarında yağsız süt ve  penir altı suyu gibi alternatif kaynaklarında kullanılabileceği bildirilmektedir. Ancak bunların besin madde düzeyleri yeterli olmadığından fazla miktarda kullanılması gerekmekte ve sütle karşılaştırıldığında  buzağı gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir.

Yemleme Programı;

Yaş Doğum ağırlığı: <40 kg Doğum ağırlığı: >40 kg
1. Gün Agız Sütü:1.5 L ilk yarım saat
 içinde, 12 saat sonra 1.5 L
Agız Sütü:2 L ilk yarım saat içinde, 12 saat
 sonra 2 L kg
2-3. Gün Agız Sütü:İki öğünde 3 L/gün Agız Sütü:İki öğünde 3 L/gün
4-7. Gün Normal süt veya süt ikame yemi:
İki öğünde 3 L/gün
Buzağı başlangıç yemi
Serbest su
Normal süt veya süt ikame yemi:
İki öğünde 3 L/gün 
Buzağı başlangıç yemi
Serbest su
8-56. Gün Normal süt veya süt ikame yemi:
İki öğünde 4 L/gün
Buzağı başlangıç yemi
Serbest su
Normal süt veya süt ikame yemi:
İki öğünde 4 L/gün
Buzağı başlangıç yemi
Serbest su
  • Buzağlar uzun süre ve yüksek miktarda süt alırlar ise katı yem tüketimleri düşeceğinden ön mideleri (işkembe, kırkbayır ve börkenek) gelişemez.
  • Süt içme süresinin uzatılması süt doğrudan şırdana geçtiğinden işkembenin epitel gelişimini olumsuz etkilemektedir.
  • Bu nedenle 4.günden itibaren iyi kaliteli buzağı başlangıç yemi buzağının önünde bulundurulmalıdır. Bu işkembe hacminin ve epitelinin gelişimini uyarmak suretiyle buzağının kısa sürede ruminant olmasını sağlar.
  • Buzağı başlangıç yemi buzağının önünde sürekli taze ve temiz olarak bulundurulmalıdır. Ancak buzğı başlangıç yemlerinin yemliklere fazla miktarda yığılıp kirlenmesi ve bayatlamasına izin verilmemelidir.
  • Sütten kesime kadar rumen tam fonksiyonel olmadığından kaba yem verilmesi zorunlu değildir. Ancak buzağı başlangıç yeminin içine %5-10 iyi kaliteli öğütülmüş kuru ot katılabilir (Şekil 3). Bu fazla miktarda kesif yem tüketen buzağılarda karşılaşılabilecek asidoz ve şişme olaylarını önler. Önerilebilecek en iyi kuru otlar çayır otu ve yonca kuru otudur.
  • Rumen epitel gelişimine etki bakımından buzağılara verilem yemler değerlendirildiğinde kesif yem>kaba yem >süt şeklinde sıralanır.
  • Kaba yemlerin epitel gelişimine etkisi kesif yemden daha azdır. Ancak işkembenin genişlemesi kaslanmasına katkıda bulunabilir.
  • Katı yemlerin rumen epitel doku gelişimine etkisi fermentasyon sırasında ortaya çıkan uçucu yağ asitlerinden kaynaklanmaktadır. Bu yağ asitleri asetikasit,  butirik asit ve propiyonik asittir.
  • Rumen epitel gelişimini en çok artırandan sıralama yapıldığında bu yağ asitleri butirik asit>propiyonik asit
  • İyi bir buzağı başlangıç yemi tahıl ağırlıklı hazırlanmalı ve protein oranı da en az %18 dzeyinde olmalıdır. Başlangıç yeminin tekstürüzeedilmesi yem tüketimini ve rumen gelişimini teşvik edebilir. Pelet, ezme ve flake formunda yemler daha etkin rumen gelişimi ve daha fazla yem tüketilmesini sağlar.
  • Buzağılar 4. haftada 0.5-0.7 kg/gün, 8. haftada ise 1.5-2.0 kg buzağı başlangıç yemi tüketebilmektedirler.
  • Pratik koşullarda 8 haftalık yemleme programlarında yonca kuru otu ve buzağı başlangıç yemin ayrı ve serbest verildiği yemleme programlarında ortalama başlangıç yemi 0.8-1 kg/gün kuru ot tüketimi de 0.1-0.2 kg/gün olarak gerçekleşmeketedir.
  • Süten Kesim: Buzağılar hedeflenen kritere göre karar verilen tarihte aniden sütten veya süt ikame yeminden kesilmelidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz