Entansif süt sığırcılığı işletmeleri kendi yapılarını dikkate alarak hayvanlarını belirli gruplara ayırarak çalışmak zorundadır. Yapılan çalışmalarda sığırda cinsi olgunluk öncesi gruplamadan ziyade cinsi olgunluk sonrası dönemdeki gruplamalarda daha fazla stres yaşandığını göstermektedir. Ayrıca bir ineğin bir laktasyon dönemi boyunca işletme boyutuna bağlı olarak 3-5 grup değişimi yaşadığı dikkate alınacak olursa, sürünün üretim materyali olan ineklerde grup değişimi konusunun önemini ortaya koymaktadır. Gruplama sonrası yaşanan mücadelelerin büyük çoğunluğu (%80) 1 dakika gibi kısa sürse de bu süre 60 sn ile 1 saate kadar değişmektedir. Hangi yemleme sistemi uygulanırsa uygulansın gruplandırma süt sığırlarının etkin beslenmesi ve üremenin ve sürünün etkin yönetimi açısından büyük önem taşımaktadır. Uniform gruplara sahip olmak hayvanların gereksinmelerinin sağlıklı belirlenmesini ve sağlıklı yemlenmesini sağlar. Rasyonlar grup ortalamasından hareketle hesaplandığından grubun düşük verimli hayvanları fazla, yüksek verimli hayvanlarıda yetersiz beslenmiş olurlar. Bu nedenle grupların uniformitesi önemlidir. Gruplama yapılırken, sığırların sürü hayvanı olduğu ve her zaman grup halinde yaşamanın doğal yapıları gereği olduğu ve grup oluşumundan doğal davranış özeliklerinin de dikkate alınması gerekir. Genellikle entansif işletmelerde yaş (dana, düve, buzağı, boğa, inek vb), fizyolojik durum (sağal, kuru) ve süt verimi (yüksek, düşük verimli) gibi konular dikkate alınarak gruplama yapılmaktadır.

Oysa gruplamadan istenen sonucun alınabilmesi çok daha fazla faktörün dikkate alınmasıyla mümkündür. Örneğin, genelikle yemleme sistemleri , sürüdeki ortalama verim üzerinden hesaplama yapmaktadır.  Bu durumda düşük verimliler yüksek, yüksek verimliler de düşük besinmadde alımına maruz kalarak sürüde problem düzeyi artmaktadır. Yüksek verimli inekler daha fazla kuru maddeye dolayısı ile daha fazla günlük besin madde tüketiminde ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle yüksek verimli ineklerle çalışma durumunda olan entansif işletmelerin etkili bir gruplama ile bu sorunu çözmesi mümkündür. Özellikle süt, et, buzağı gibi geri dönen değerli ürünler, yüksek verim ve problemsiz sürü yönetimi ile sağlanacak avantajla düşünüldüğünde yem hammaddeleri maliyeti nispeten düşük kalmaktadır

İnekleri gruplamada esaslar

Öncelikle işletmelerin inekleri gruplamaya yeterli alt yapısının olması gerekir. Burada da ilk işletme kuruluş aşamasında yapılan işletme planı kısıtlayıcı faktördür. İşletme kuruluşunda yapılmış olan işletme planında bu grupların oluşacağı dikkate alınmamışsa ek önlemlere ve ilave yatırım maliyetleri söz konusu olacaktır. 

Grupların büyüklüğünün belirlenmesinde etkili faktörler

  • Sağımhane kapasitesi, 
  • Geçit yerleri ve koridorların durumu,
  • Sürü ortalama yaşı,
  • Sürü ortalama DIM (ortlama sağılan gün sayısı)
  • Hayvanların cüssesi,
  • Kızgınlıkların durumu  (Aşım, Yapay tohumlama yapılcak olanların sayısı vb) şeklinde sıralanabilir.
  • Farklı fizyolojik dönemlerdeki hayvan sayıları  
  • Farklı içerikdeki rasyonları hazırlayıp dağıtmaya yetecek ekipmanların durumu

Bir işletmede hangi faktörün öncelikli alınması gerektiği işletmeden işletmeye değişkenlik gösterir. Bazı yetiştiriciler laktasyon süt verimini esas alırken bir diğer grup üreme açısından durumu öncelikli olarak görebilmekte ve gruplamasını buna göre düzenleyebilmektedir. Laktasyon süt verimi açısından 2 ayrı durum söz konusu olup bir grup bir önceki laktasyondaki süt verimlerini dikkate alırken bir diğer grup yetiştirici ise günlük değişimleri izlemeyi tercih edebilmektedir.

Yüksek verimli inekler laktasyonun ilk günlerinde çiftleştirilmezler bu nedenle bu grubu yüksek verime göre yemleme ve etkin kızgınlık denetimi ve yapay tohumlama için bir arada tutmak gerekir. Ancak ineklerin hepsi bu dönemde benzer düzeyde süt vermezler bu nedenle bu dönemde süt verimi ile doğrudan ilişkili olan beslenme gereksinmelerine (ham protein, nişasta, şeker, selüloz, yağ, vitaminler, mineraller vb.) göre gruplamak daha doğru olacaktır.

İşletmelerde ineklerin gruplamasında  pekçok yaklaşım söz konusudur.  Bunlardan en yaygın olanı laktasyon dönemine göre gruplamadır. Ancak burada aynı laktasyon döneminde olupta farklı süt verim düzeyinde olan ineklerin durumu kritik karar noktasıdır.

Bir diğer yaklaşım ise ineklerin süt verimlerine göre gruplanmasıdır. Burada ki temel yaklaşım ineklerin süt verimlerine göre besin madde gereksinmelerinin dikkate alınarak gruplama yapılması nedeniyle grup içi bir örnekliğin artacağı varsayımıdır. Bu durumda kızgınlık takibi ve laktasyon dönemi gibi konular ile süt veriminin sürekli değişim göstermesi gruplamada kısıtlayıcı faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır.

İneklerin  fizyolojik dönemlerine göre gruplama yapmak ise diğer bir yaklaşım olabilir. Kızgınlıkları gözlem altında tutulacak ve çiftleştirlecek olanların bir arada tutulması tohumlama ve kzıgınlık takibi açısından avantaj sağlasa da yine verim düzeyi burada da kısıtlayıcı faktördür.

Yapılan çalışmalarda inekleri 3 gruba ayırarak bakım besleme uygulamasının 2 gruba göre, 2 grupta yemlemenin 1 grupta yemlemeye göre yem fiyatları bakımından en karlı üretimi oluşturduğu bildirilmektedir. Ayrıca 3 gruba ayırarak bakım besleme uygulamasının 1 grupta yemlemeye göre havaya nitrojen salınımının %15 daha az olması da çevreye olumsuz etkileri azaltması açısından  önemli avantaj teşkil etmektedir.

Gruplama yapmak ne kadar önemli ise grupların ihtiyaçlarına uygun besleme programı hazırlamak ta ayrı bir öneme sahiptir. Bu konuda uzman yardımı alarak TMR rasyon fromülasyonu yapmak ve zaman zaman oluşacak değişiklikler dikkate alınarak hesapların kontrol edilmesinde de büyük yarar vardır.

TMR hazırlanırken tek grup  oluşturulacaksa sürü ortalama süt verimi %30 daha yüksek hedef alınarak rasyon yapılmalıdır. İki grup için TMR hazırlanacak ise ortalama süt verimi %20 daha yüksek alınarak hesap yapılmalıdır. Üç grup için rasyon hazırlanacasa TMR’lar ortalama süt veriminden %10 daha fazla süte göre hazırlanmalıdır.

Bu şekilde bir yaklaşım erken laktasyon döneminde yüksek süt verimin elde edilmesine laktasyon ortası ve sonunda süt verimin hızlı düşüşünün önlenmesine ve laktasyon başında kaybedilen kondisyonun geri kazanılmasına yardımcı olacaktır.

Grup sayısı

  • Minimum 2 tercihen 3 verim grubu olarak düzenleme yapılabilir.
  • Ancak mutlaka kurudaki inekler sağmallarla ayrı olmalıdır
  • Küçük sürülerde 2 veya 3 grup yapmak uygun olmayabilir.
  • İstasyon tip otomatik yemleyici kullanan işletmelerin bunu sadece yüksek verimli  gruba temin edilmesi önerilir.
  • Sağım yerinde kesif yem temin etmek grupları yapmada kolaylık sağlarsa da bu uygulama geçerliliğini kaybetmektedir.Zorunluluk söz konusu ise kesif yemlerin öğün sayısı artırılmalıdır. Bir öğünde 3 kg dan fazla kesif yem verilmemelidir.

Grup içi homojenliğin sağlanması

  • Grup içinde süt verim değişimi 10 kg ‘dan fazla olmamalıdır.
  • Mümkünse ilk laktasyondaki hayvanlar aynı grupta tutulmalıdır. Zira yaşlı ineklere göre daha uzun süre yemlikte kalmaktadırlar.
  • Çok büyük işletmelerde gebe kalması gereken ve gebe kalmamış inekler bir arada tutulursa yönetim açısından fayda sağlayabilir.
  • Laktasyon sonunda ve ortasında olması gereken kondisyondan düşük kondisyonda olan inekler yüksek besleme düzeyindeki gruplara alınarak kondisyonları yükseltilebilir.
  • Gruplarda oluşturulan TMR ‘larda besin madde düzeyleri %15’den daha farklı olmamalıdır.  TMR besin madde düzeyi %15’den daha fazla değişim olması durumunda ani geçişler sindirim bozukluklarına neden olabilir.
  • Laktasyonun ileri aşamasındaki ineklerin süt verimleri grup değişikliklerinde daha erken laktasyondakilere göre daha çok etkilendiği unutulmamalıdır

Grup değişiklikleri  

Her grup değişikliği inek üzerinde stress oluşumu demektir. Yapılan bir çalışmada grup değişkliğinden sonra yemlikte kalma süresininin değişiklikten 3 gün öncekine göre  15 dakika daha kısa olduğu bildirilmektedir. Grup değişikliği yapılan ineğin grup değişiminden sonra yemlik alanında 25 kez yerinden edilirken önceki grubunda bu sayının 10 kez olmasıda diğer önemli bir  göstergedir. Grup değişiminin ineklerin yatma süresini 12 saatten 10 saate de kısaltması da diğer bir olumsuzluktur. Oysa ineğin yatma süresi ile süt verimi arasında yüksek ilişki ve  memedeki kan dolaşımın en yüksek olduğu pozisyon da yatma pozisyonu olduğu dikkate alındığında gruplamanın önemi bir kez daha anlaşılmaktadır. Grup değişiklikleri uaparken dikkat edilmesi gereken başlıklar aşağıdaki alt başlıklarda  özetlenebilir.

  • Her seferinde bir inek yerine küçük gruplar halinde değişim yapılmalıdır .
  • Grup değişimi sürüde aktivitenin az olduğu gece saatlerinde yapılmalıdır.
  • Hemen yemleme sonrası değil yemleme saatleri sonrasında değişim yapılmalıdır.
  • Grup değişimi yapılacağı gün yem miktarı %5 artırılmalıdır.
  • Grup içinde yer alan hayvanlara ayrılan yemlik genişliği miktarı 60 cm den az olmamalıdır.
  • Grup içinde hayvan başına kullanılabilir alan genişliği yeterli olmalıdır.
  • İneklerin gruplanmasında kayıtlarda yer alan bilgilerin kullanımı ile ayda bir grup değişimi yapmak yeterli olacaktır.
  • Grup değişimi yapmadan önce, ineklerin bireysel durumu, kondüsyonu, laktasyon dönemi, verim düzeyi, gebeliği, huyu ve yaşı gibi faktörleri dikkate almak gerekir.

Entansif bir işletmede örnek inek grupları aşağıdaki şekilde verilebilir.

  1. Yeni doğuranlar ilk 0-14 gün,
  2. 30 kg üzerinde süt verenler,
  3. 30-20 kg süt verenler,
  4. 20 kg’dan az süt verenler,
  5. Kuru dönemin ilk 5 haftasında olanlar,
  6. Kuru dönemin son 3 haftasında olanlar.

Yukarıda verilen gruplama bazı işletmeler için sağım yeri kapasitesi, ahırdaki mevcut bölmeler ve geçit yeri ile hayvan hareketlerinin yönetimine müsade etmeyebilir. Bu nedenle aşağıdaki verilen gruplama diğer bir çözüm yolu olarak düşünülebilir.

  1. Yeni doğuranlar ve 30 kg üzeri süt verenler
  2. 20-30 arası
  3. 20 kg a kadar

100-200 baş sağmalı bulunan işletmelerde alt yapı ve koşullar uygun değil ise sağmal hayvanlar yüksek verimliler (>25-30 kg gibi) ve düşük verimliler (<20-25 gibi) olmak üzere iki grupta da toplanabilir.

Sonuç:

Gruplandırma süt sığırlarından beklenen süt veriminin elde edilebilmesi, süt veriminin değişiminin daha stabil olması (persistans), üreme performansının sağlıklı bir şekilde kontrol edilmesi izlenmesi ve iyileştirilmesi, farklı fizyolojik koşullardaki hayvanların uygun kondisyona sahip olmaları bakımından hayati önem taşır. Bununla birlikte herne kadar süt inekleri sürü seçlinde yaşasalarda sürüde değişiklikler sürü hiyerarşisini bozacağı için mücadele ve performans düşüşüne neden olabilir. Hayvanların gruplarının değişiminde yukarıda vurgulanan husuların dikkate alınması gerekir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz