Stress hayvanın vücut sistemlerini normal veya dinlenme durumundan çıkaran harici nedenleri belirtmek için kullanılan bir terimdir. Hayvancılıkta yüksek çevre sıcaklığı en yaygın stress faktörleri arasında yer almaktadır. Şiddetli yaz sıcakları inek başına %80’ni verim düşüklüğünden ve %20 ise üreme ve bağışıklık sisteminin zafiyeti gibi sağlık problemlerinden kaynaklanan yılda yaklaşık 844 TL (422 € /inek) kayba neden olmaktadır. Sıcak koşullarda inek vücut içi dengeleri korumak için yem tüketimini azaltır, buna bağlı olarak süt verimi ve süt yağı, döl verimi düşer ve bağışıklık sistemi zayıflar.  Sıcaklık stresinden etkilenme bölgeden bölgeye işletmeden işletmeye değişkenlik göstermektedir.  İşletmeler arasındaki farklılıklarda,  

  • Gerçek çevre sıcaklığı ve nem oranları
  • Sıcaklık stresinin süresi ve derecesi
  • Geceleri soğuma fırsatı ve düzeyinin yeterli olup olmaması
  • Havalandırma, esinti durumu
  • İneğin cüssesi, süt verimi gibi faktörler
  • Suyun özellikleri ve mevcudiyeti
  • Hayvanın deri  örtüsü özellikleri etkili olmaktadır.

 Bir ineğin kendisinden beklenen en yüksek verimi ver­ebilmesi ancak uygun koşulların sağlanması ile mümkündür.

Süt sığırlarında optimum çevre sıcaklığı 13-18 °C, oransal nem  % 60-70, rüzgar hızı 5-8 km/saat ve orta derecede bir solar radyasyondur. Sıcaklık stresi açısından süt sığırlarında kritik değerler aşağıda verilmiştir.

1. Optimum sıcaklık ihtiyaçları                        :-4 °C-18°C

2. Yem tüketiminin düştüğü sıcaklıklar            :30 °C+

3. Performans Düşüşlerinin başlaması             :32 °C+

                        Süt veriminde düşme                      :%3-50

                        Döl veriminde düşme   : %0 gebelik oranı

4. Önlem gerektiren Sıcaklık ve Nem                    :38 °C ve %20 nem

5. Tehlike sınırı                                                          :38°C ve %50 nem

6. Ölüm sınırı                                                             :38°C ve %80 nem

Ortam sıcaklığı (5-25°C) ile birlikte oransal nemin normal sınırlar dışına taşması hayvanın termoregülasyon yeteneğini olumsuz yönde etkiler. Sıcaklık-Nem İndeksi (SNİ, Termal Humidity Index, THI) sıcaklık stresinin takdirinde kullanılan bir indek değerdir. Buna göre, hayvanlar için termonötral kuşağın üst sınırı 70, orta derece sıcak stresi için 70 ≤ THI < 74, sıcak stresi için 74 ≤ THI < 77 ve ciddi derecedeki sıcak stresi için de THI ≥ 77 olarak bildirilmektedir. Bu indeks değeri  71-81, SNI değerleri arasında ise yem tüketimi ve süt verimi düşmekte 76 ‘yı  aştığında ise etki en şiddetli duruma gelmektedir.

 Resim 1. Streste olna bir inekte meydana gelen değişikilkler

Süt sığırlarının normal vücut sıcaklığı (rektal sıcaklık) 38.5-39.3 ºC ve termal konfor sıcaklığı 5-25 ºC olup, vücut sıcaklığındaki 1ºC ya da daha az meydana gelen artışlar bile dokuların bütünlüğü ve metabolizmayı bozmakta, özellikle vücut proteinlerinin parçalanmasına ve verimde önemli azalmalara yol açmaktadır. Bu olumsuz koşullarda,

  • Hayvanın ırkı,
  • Yaşı,
  • Kondisyonu 
  • Üretim seviyesi ile
  • Bireysel farklılıkları önemli rol oynamaktadır.

 Yüksek çevre sıcaklığı koşullarına hayvanlar;

  • Hareketlerini mimimize ederler,
  • Serin ve gölge yerleri tercih ederler,
  • Yemlenme davranışını serin zamanlara ve geceye kaydırırlar,
  • Yem tüketimini düşürürler,
  • Kaba ve kesif yemler seçenek olarak verilmiş ise ısı üretim değeri daha düşük olan kesif yemleri tercih ederler,
  • Su tüketimini 2-4 kata kadar artırırlar.

Davranışta meydana gelen değişikliklere ek olarak hayvanların fizyolojisinde de  değişiklikler meydana  gelir. Bunlar;

  • Rektal sıcaklık, solunum ve nabız sayılarında artış,
  • Yem tüketimindeki düşüşle beraber süt verimi, süt yağı, canlı ağırlık ve döl veriminde düşüşdür.

 Sıcaklık Stresinin Verim Üzerine Etkileri

Ekstrem sıcak koşullar sağmal hayvanlarda süt miktarını ve içeriğini olumsuz yönde etkilmekte ve süt ürettiği süreyi kısaltmaktadır. Üreme performansına yönelik olarak yürütülen çalışmalarda ise,

  • Kızgınlığın tam tespit edilememesi (kızgınlık belirtilerinin baskılanması),
  • İlk tohumlama süresinde uzama,
  • Gebelik oranında düşme, 
  • Uterusa gelen kan akımında azalma (kan akışının yaşamsal organlara yönelmesi)
  • Uterus içi sıcaklıkta artış,
  • Embriyonun tutunamaması
  • Döl tutmada başarısızlık,
  • Embriyo gelişiminde sınırlanma,
  • Erken embriyonik kayıplar,
  • Fetüs gelişiminde gerileme,
  • Yavru atma gibi sonuçlar söz konusudur.

 Süt sığırlarında sıcaklık stresi nedeniyle süt veriminde düşüş, günlük ortalama çevre sıcaklığının 24 °C’ye vardığında başlamaktadır. Sıcaklık stresinden yüksek verimli hayvanlar düşük verimlilerden daha fazla etkilenmektedir. Çünkü yüksek verimli hayvanlar metabolik olarak daha aktiftirler ve ekstra ısı yüklenmesi bu hayvanlarda daha fazladır. Sıcak stresi etkisinin süresi sadece sıcak geçen aylarda değil sonrasında da devam eder. Çünkü ineğin yumurtalıklarında gelişmekte olan yumurta hücreleri de stresden olumsuz etkilenmektedir. Sıcak geçen aylarda, 40-50 gün sonra dominant follikül halini alacak olan folliküller de olumsuz etkilenmektedir.

 Resim 2. Sıcak koşullarda sığır su tüketimi artmaktadır.

Yapılması gerekenler

Bu olumsuz etkilerinin azaltılması için yapılması gereken bir dizi önlemler vardır. Sıcaklık stresiyle baş edebilme yöntemleri aslında ”inek konforu” nun en önemli parçasıdır.  Alınabilecek önlemler her şeyden önce uygulanabilir ve ekonomik olmalıdır.

  • Su temini
    • Uygun yerde ve mesafede
    • Temiz ve soğuk su olmalı
  • Her ihtiyacı yürüme mesafesinde temin edilmeli
  • Gölgelik temini
    • Ahır içinde
    • Sağım öncesi bekleme alanı ve doğum bölmesinde
  • Sağım yeri
    • Sağım öncesi bekleme yerinde bekleme süresi 1 saati geçmemeli
    • Düzenli hava hareketi olmalı
    • Sağım yeri ve bekleme yeri serinletilmeli
    • Sağım yerinden çıkışta da serinletme uygulanmalı
  • Yemlik üstü ve ahır içinde serinletme yapılmalı

Resim 3. Gölgelik temini

Duş ve fan temin edilen sığırlarda rektal sıcaklık solunum ve nabız sayıları daha düşük ve süt verimleri de 1.5- 2  kg daha yüksektir. Yaz aylarında yüksek sıcaklık ve yüksek nem has­talık etmeni mikroorganizmalar için uygun bir çoğalma ortamıdır. İneklerin sıcaklık stresi nedeniyle, hastalığa dirençlerinin de düşmesi eklenince, ishal, mastitis gibi problemler de aniden artış görülebilir. Bu nedenlerle sıcak yaz aylarında ahır temizliğine, hava sirkülâsyonunun sağlanması ile barınak içi oransal nemin düşürülmesine özen gösterilmeli, ahır zeminin mutlaka kuru olmasına dikkat edilmelidir

Hayvan beslemede dikkat edilmesi gerekenler

Bilindiği üzere sıcaklık stresi durumunda azalan süt veri­minin asıl nedeni, ineğin stres nedeniyle yem tüketimini azaltmasıdır. Yapılan çalışmalarda kış aylarına nazaran yaz aylarında yem tüketiminin %35 e kadar, süt veriminin de %25 e kadar düştüğünü göstermektedir. Yem tüketimin çok önemli düzeyde düşmesine rağmen süt veriminin daha az düşmsi hayvanın vucut rezervlerini kullanarak süt vermesinden kaynaklanmaktadır (kondisyon kaybı-negatif enerji dengesi). Artan çevre sıcaklığı nedeniyle sığır strese girmekte ve tüm dikkatini ve enerjisini bu stresten kurtul­mak için harcamaktadır. Yem tüketimi ise vücutta ısı üretimine neden olduğu için sığır öncelikle ısı yüklenmesine sebep olacak davranışını azaltma yoluna gitmektedir. Ayrıca bazı yemler ve besin maddeleri de vücutta daha fazla ısı yüklenmesine neden olmaktadır.

Bu nedenle sıcak yaz aylarında rasyon değişikliği yapılarak sığırın tüketebildiği miktar yemle tüm ihtiyaçları karşılanma amacı esas olmalıdır.

Bunun için,

Kaliteli kaba yemler (sindirimi ve besin madde içeriği yüksek),

Enerji protein ihtiyacını karşılayan dengeli rasyonlar kullanılmalıdır.

Düşen yem tüketimi sonucu oluşacak enerji açığını karşılamak amacıyla, hangi kaynak­tan sağlanırsa sağlansın rasyona enerji sağlanması  en basit uygulamadır. Bu amaçla rasyonda kesif yem oranının artırılması, karma yemde tahıl oranının yükseltilmesi, rasyonda yağ kullanılması ilk akla gelen uygulamalardır. Yağ vücutta en düşük ısı yükselmesine neden olan enerji kaynağıdır.  Rasyonda kesif yem oranının artırılması ve hayvanların yem tüketirken sıcak mevsimlerde kesif yemleri tercih etmesi asidoz riskini ve süt yağının ciddi boyutlarda düşmesine neden olabilir. Ayrıca rasyonda ek olarak %2-4 yağ kullanılabilir. Ancak rasyondaki toplam ham yağ miktarı %6  yı geçmemelidir. Genel bir kural olarak rasyon yağının %30-40’ını aşmayacak miktarı, bütün yağlı tohumlardan (doymamış yağ asidi kaynağı), %40-45’i diğer temel hammaddelerden ve %15-30’u korunmuş yağlardan gelmelidir. Yağlar hem kullanım etkinliklerinin yüksek olması, hem de protein ve karbonhidratlar ile karşılaştırıldığında 2.25 kat daha fazla enerji içermesi nedeniyle rasyonun enerji düzeyini yükseltme bakımından önemli bir araç olarak görülmelidir.

Sıcak koşullarda rasyonda protein düzeyinin de düzenlenmesi gerekir. Ancak enerji düzeyi ile uyumlu protein verilmelidir. Protein fazlalığı veya proteinin yıkım hızının yüksek olması nedeniyle ortaya çıkabilecek dengesizlikler fazla azottan kurtulmak için yapılan faaliyetler de vücutta ciddi ısı üretilmesine neden olur. Bu nedenle rasyon enerji düzeyi, protein düzeyi ve kaynakları arasında denge iyi kurulmalı hızlı yıkılabilir protein kaynakları kullanıldığında kesinlikle hızlı yıkılabilir enerji kaynakları da rasyona dahil edilmelidir. Proteinlerin sıcak yaz aylarında rumende yıkılabilirliğinin düşük esansiyel amino asit içeriğinin yüsek olması gerekir. Genel kabul olarak rasyondaki proteinin %35-40’ının rumende yıkıma dirençli olması gerekir.

Sıcak koşullarda yem tüketimindeki düşüş toplam besin madde alımını da düşürmektedir. Bu nedenle alınan yemlerin kullanım etkinliklerinin ve bu yolla hayvanın aldığı besin madde miktarının artırılması ile vücutta üretilecek ısı miktarının da düşürülmesi gerekir. Yemlerin kullanım etkinliğini iyileştiren bazı katkı maddeleri sıcak koşullarda kullanılması faydalı sonuç verebilirBu amaçla kullanılabilecek katkı maddeleri olarak tampon maddeler, probiyotikler, prebiyotikler ile  bazı vitaminler ve mineraller sayılabilir.

Sıcak koşullarda sığır kaba ve kesif yem arasında kesif yeme doğru bir tercih sergilemektedir. Bu koşullarda ortaya çıkan asidozis riski hayvanların yem tüketiminin ve süt yağ oranının düşmesine neden olabilir. Bunun önlenmesi için rasyonda tampon madde olarak sodyum bikarbonata (NaHCO3) yer verilebilir. Sodyum bikarbonat kullanımı aynı zamanda katyon-anyon dengesini düzenler ve rumen pH dalgalanmalarını azaltır, selüloz sindirimini iyileştirir ve yem tüketimi ile süt yağını artırır.

Süt sığırları sıcak yaz aylarında terleme yoluyla ciddi miktarda sodyum ve potasyum kaybetmektedirler. Bu nedenle rasyonun kuru maddesinde potasyum %’si 1.5 ve sodyum oranı ise %0.5-0.6, magnezyum oranının ise %3 düzeyinde olması önerilmektedir. Ayrıca rasyona vita­min A, D ve E katılması da yararlı sonuçlar verecektir.

Probiyotik (Aspergillus oryzae kültürü) kullanımı rektal sıcaklığı düşürmekte, süt verimini de artırmaktadır. Aspergillus oryzae rumende selüloz sindirimini, selülolitik bakterilerin ve rumende laktik asit kullanan bakterilerin sayısını arttırmaktadır. Rumen pH’sı, amonyak ve uçucu yağ asitleri konsantrasyonundaki günlük değişmeler de azalmaktadır. Sıcak yaz aylarında rasyonlara niasin girilmesi de bazı araştırıcılar tarafından önerilmektedir.

Sıcak koşullarda yem tüketimindeki düşüşle baş etmek için,

  • Sık yemleme,
  • Taze yem kullanma,
  • Yemliklerin bozulmuş kokuşmuş yemlerden temizlenmesi,
  • Yemliklerin bulunduğu alanda serinletme sistemlerinin kurulması (gölgelik, duş, sisleme, fan gibi),
  • Hayvanların uzun süreli yürütülmemesi (meraya çıkarma),
  • Isı artış değeri düşük olan kesif yemler ve yağ kullanımı,
  • Hayvanların yemlenme tercihlerindeki değişim TMR kullanımında dikkate alınmalıdır. (TMR, yemlenme davranımında değişim-kesif yem ağırlıklı yemlenme)
  • Yemlemenin günün serin saatlerine kaydırılması gibi uygulamalar dikkate alınmalıdır.

Özellikle, yemlemenin sabah 4 – 6 saatleri ile akşam 9-11 saatleri arası yapılması, yaz aylarında azalan yem tüketimi dolayısıyla düşük süt verimi ile müc­adelede başarı sağlayacaktır. Ancak, gündüz saatlerinde de önlerinde bir miktar yem bulundurulmaya dikkat edilmelidir.

Yeme su katılması

Rasyonda nem oranı düşükse veya suca zengin yemler kullanılmıyor ise (silaj, posa ve yeşil yemler gibi) yeme su katılması hayvanların yem tüketimini artırabilir.

Soğuk Su Temini

Sütün yaklaşık %87’si sudur. Ayrıca vücutta oluşan fazla ısısının uzaklaştırılması için su gereklidir. İri cüsseli ergin bir sığırın sindirim sistemi 150-215 litre sıvıyı alacak büyüklüktedir. Su tüketimi hem süt verimi, hem de kuru madde tüketimi ile yakın ilişki içinde olup tüketilen 1 kg kuru maddenin sindirilebilmesi için  2-3 lt su gerekir. Diğer taraftan 1 litre süt oluşabilmesi için 3-4 litre suya gereksinme vardır. Sıcak koşullarda bu miktar 4-5 katına kadar çıkabilmektedir. Geniş bir sınır vermek gerekirse, sığırlar için 25-160 litre/gün arasında değişmektedir).  Bu da canlı ağırlığın %15’i kadar yapmaktadır. Su tüketiminin düşmesini engellemek için dikkate alınması gereken pratik uygulama, hayvanlara yemliklere yakın yerde, serbest olarak temiz su temin edilmesidir. Su tankının gölgede olması da önemlidir. Su sıcaklığı da su tüketimini etkilemektedir. Sığırlara 27-30°C sıcaklıkta ve 10°C sıcaklıkta su verildiğinde soğuk su (10°C) verilen hayvanlar daha fazla yem tüketmişlerdir. 

 Resim 4. Sıcak koşullarda gerekli önlemler alınmalı

 Sonuç olarak sıcak bölgelerde uygun barınak ve barınaklarda duş fan gibi kolaylıklar sağlanmalı, yemlik ve suluk ve sağımhaneye yürüyüş mesafeleri kısaltılmalı, hayvanlar günün serin saatlerinde yemlenmeli ve rasyonlar hayvanın vücudunda ısı artışını azaltacak ve gereksinmelerini karşılayacak şekilde dengeli hazırlanmalıdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz